İSRAİL-İRAN SAVAŞI VE BİR DEĞERLENDİRME PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Erkiner   
Mittwoch, den 18. Juni 2025 um 22:14 Uhr

Engin Erkiner: Bu savaşta sosyalistler nasıl bir sonuç alınmasını ister?

Burada istemekten kastedilen gerçekçi istemektir, hayali olma ihtimali yüksek istek değildir.

Bazı kişiler Lenin’in 110 yıl önce söylediği “kendi ülkesinin yenilmesini istemek, savaşı iç savaşa çevirmek” belirlemesini bugün de kullanmak istiyorlar. Bambaşka şartlarda söylenen ve Lenin’in de katıldığı Zimmerwald Konferansı Sonuç Bildirgesi’nde yer alan bu belirleme bugün iki yönden geçersizdir.

Birincisi; konferansa katılanlar Marx-Engels zamanından beri sosyalist devrim olması beklenen Batı Avrupa sosyal demokrat partileridir (o yıllarda komünistler kendilerini sosyal demokrat olarak adlandırırdı). Bu ülkelerde işçi sınıfı, özellikle de Almanya’da örgütlüdür. Başka bir deyişle saptamanın olabilirliği vardır; olur ya da olmaz ama vardır.

Bugün ise ne İsrail ve ne de İran’da böyle bir olabilirlik bulunmamaktadır. İki ülkede de muhalefet vardır. Yeterli olmaktan uzak olsa bile İsrail’deki daha güçlüdür (Filistin için yapılan gösterileri, hükümeti protestoları hatırlayalım)… İran’da da muhalefet bulunmakla birlikte İsrail’deki boyutta kendini gösterememiştir. Her iki ülkede de muhalefet ayaklanarak bir şeyler başarabilir ama bu ihtimal 110 yıl öncesine, mesela özellikle zamanın Almanya’sına göre zayıftır.

İkincisi; 110 yıl önce ülkeler arasındaki savaşı iç savaşa dönüştürmek gerekir kararı alanlar alanda olanlardı. Savaşmak üzere olan ülkelerin komünistleriydi. Şimdi aynı tutumu savunanlar ise alanda değildirler, alacakları şu veya bu tavrın alandaki gelişmelere etkisi yoktur. Fikir belirtebilirler, şu veya bu yönde çağrı yapabilirler ama o kadar… Değil alandaki güçleri etkilemek, onları duyan bile yoktur.

Türkiye’nin İsrail ile yoğun ticaretini durdurması çağrısı yapmayı doğru buluyorum ama bu çağrıyı yapanların da bunu zorlayabilecek güçleri bulunmuyor. Yine de büyük sonuçlar beklenmemesi şartıyla çağrı yapılması iyidir.

İsrail’i ya da İran’ı tutanları sosyal medyada kıran kırana sürdüğünü duyduğum “tartışmalarını” izlemiyorum. Anlamı yoktur, etkisi yoktur.

Bu savaş, ABD’nin İsrail üzerinden İran’a karşı sürdürdüğü savaştır. “İran nükleer silah yapabilir” gerekçesi temelsizdir, Saddam Irak’ının “biyolojik silaha sahip olmakla” suçlanmasına benzemektedir. İşgalden sonra ABD biyolojik silah bulamadıklarını açıklayacaktı.

ABD’nin amacı İsrail üzerinden “Make America great again” belirlemesini hayata geçirmektir. Bu belirleme “eskisi kadar büyük değiliz” anlamına gelir. Amaç çok kutuplu dünyayı mümkün olduğunca geriye itmek, tek kutbun ABD olduğu 1991 sonrasındaki döneme yaklaştırmaktır. Tek kutupluluğa dönüş olmadığını Trump ve çevresi de biliyor, amaçları ABD’yi mümkün olduğu kadar daha büyük yapmak, o günlerdeki konumuna yaklaştırmaktır.

Bu nedenle sosyalist şunu istemelidir: İran yenilmemelidir. Bu ülkenin savaşı kazanmasını beklemek gerçekçi değildir ama yenilmemeli ya da İsrail ve ABD bu ülke üzerindeki amaçlarına ulaşamamalıdır. Tersi sonuç ABD’nin dünya çapında yükselmesini, çok kutuplu dünyayı geriye itmekte şimdilik bile olsa başarılı olmasını getirir ki sosyalistler için istenilir bir durum değildir.

Ek olarak, Çin “Yeni İpek Yolu” projesiyle çok sayıda ülkede –özellikle de İran’da- büyük alt yapı yatırımlarına girişeceğini yıllar önce ilan etti ve ABD de bu projeyi kendi çıkarları açısından tehlikeli bulduğunu açıkladı. İran’a yönelik savaşın amaçlarından birisi de bu projeyi durdurmaktır.

Yukarıda da belirttiğim gibi alanda değiliz ve gücümüz de alandaki gelişmeleri etkilemekten uzaktır. Bu nedenle kendimiz için uygun olan gelişmeyi belirtmekle yetinmek gerekir.

Biz ve başka ülkelerin sosyalistleri savaşta elverişli bir durum ortaya çıkarsa eğer bunu ne oranda değerlendirebiliriz, ayrı konudur.

Bunu o zaman göreceğiz…