|
Geschrieben von: Erkiner
|
|
Dienstag, den 12. August 2025 um 22:26 Uhr |
|
Engin Erkiner: Umarım vazgeçmem ama hızlı düşünüp karar verdim; devlet teorisini inceleyeceğim. Hakkında kitap yazar mıyım, şu anda bilmiyorum.
Daha önce bir oranda okumuştum, bu nedenle de konuya nereden başlanacağını biliyorum.
Biliyorsunuz, marksizmin devlet teorisi yok denilecek kadar basittir. Devlet üst yapı kurumudur ve burjuvazinin baskı aygıtıdır. İlk belirleme yanlıştır, ikincisi ise fazlasıyla basittir.
Lenin bu konuda yeni bir şey söylemez.
Marksist devlet teorisi Gramsci ile başlar. Gramsci’deki sivil toplum kavramı, devletin parçası olan sivil toplumdur. Devlet teorisini fazla geliştirebildiği söylenemez.
|
|
Weiterlesen...
|
|
Geschrieben von: Erkiner
|
|
Sonntag, den 10. August 2025 um 10:11 Uhr |
|
Engin Erkiner: Eski dildeki bu terimi severim; yüksek ihtirasları olan ama bunları gerçekleştirecek çapı bulunmayan insanları anlatır. İnsanımızda yaygın özelliktir. Her çeşit insanda; parti başkanlarından, hükümet yetkililerine kadar… Genellikle yukarı çıkan ama orada duramayıp düşen ya da istediği yere kadar çıkamamış ama şiddetle isteyen insanlarda görülür.
|
|
Weiterlesen...
|
|
Geschrieben von: Erkiner
|
|
Freitag, den 08. August 2025 um 20:48 Uhr |
|
Engin Erkiner: Facebook’ta dolaşmaya fazla zaman ayırdığımı söyleyemem ama görebildiklerimin geneli yansıttığı görüşündeyim. İnsanlar güncelde kaybolmuşlar. Her olay üzerine çok kişi yorum yapıyor, birileri onlara cevap veriyor; ardından başka bir olay güncelleşiyor, eskisi unutulup yenisinde aynı faaliyet tekrarlanıyor.
Bana “senin güncellikle ilgin yok” denildi. Ben de “güncellik anlayışımız farklı” dedim. Anlayabildiklerini sanmıyorum.
Fransız Annales Tarih Okulu’nun tarihte farklı akan zamanlar görüşü vardır. Buna göre görünürde olaylar hızlı akar, çok sayıda ve bazen birbiriyle çelişkili olaylar arka arkaya gelir ve insanlar da bunları yorumlamaya çalışırlar.
Yavaş akan zaman ise alttadır, daha az görünür. Görünen olayların temelleri buradadır, zaman içinde az ve yavaş değişirler.
|
|
Weiterlesen...
|
|
|
Geschrieben von: Erkiner
|
|
Dienstag, den 12. August 2025 um 06:56 Uhr |
|
Engin Erkiner: Değişik ülkelerin farklı kişiliklerinde putlaştırma sonucunu görmek kolaydır, asıl sorun bunun nasıl olduğunun çözülmesidir.
Max Weber’e göre karizmatik kişilikler toplumların olağanüstü dönemlerinde ortaya çıkarlar. Bu dönem bitince önemleri azalır ve giderek geri plana düşerler.
|
|
Weiterlesen...
|
|
Geschrieben von: Erkiner
|
|
Samstag, den 09. August 2025 um 23:09 Uhr |
|
Engin Erkiner: Herkes gibi ben de hayatım boyunca değişik eleştirilerle karşılaştım; bir bölümünü ciddiye aldım, bir bölümünü almadım. Sanırım en ciddi eleştiri yıllar önce Belma’dan gelmişti. Demişti ki: “Neredeyse olduğunun yarısı kadar görünüyorsun. Sonra öyle şeyler yapıyorsun ki, ben bile şaşırıyorum. Böyle olmaz, düzelt bunu.”
Farkında değildim. Düşündüm, Belma haklı ve düzetmeye çalıştım. Tam düzelttiğimi söyleyemem ve zaten tam olarak düzeltmek de istemiyorum. Fark fazla olmamak şartıyla olduğundan az görünmek beni rahatsız etmiyor.
|
|
Weiterlesen...
|
|
Geschrieben von: Erkiner
|
|
Samstag, den 02. August 2025 um 17:28 Uhr |
|
Engin Erkiner: Kim Il Sung’u Atatürk ile karşılaştırmak daha uygun olur. Kuzey Kore’nin Atatürk’ü…
Ülkenin kurucusu, mareşal değil ama gerilla birliği komutanı, Kızıl Ordu’da yüzbaşı…
Çin harflerinin kullanıldığı Kore alfabesini değiştiriyor.
|
|
Weiterlesen...
|
|
|
|
|
Seite 9 von 52 |